(En son düzenleme: 23/02/2019, 23:45 {2} Ercan E.)
Merhabalar
40 yaşında kadar kekemeliğini gizlemiş bir insanın kısa hayat hikayesi. Ve kekemeliği gizlemekle oluşan sahte ruh durumu ve sonunda elde ettiği özgür ruh hali..
İngilizce orjinal makale linki http://themighty.com/2016/07/i-stopped-t...r-35-years
Pamela Mertz
NEDEN 35 YIL SONRA KEKEMELİĞİMİ GİZLEMEYİ BIRAKTIM
Kendimi bildim bileli kekemeyim. Kekemelikle ilgili ilk hatırladığım şeyler kekemeliğin kendisiyle ilgili değil, kekemeliğime karşı insanların tepkileridir. Babamın bana “ Bu şekilde (kekeleyerek) konuşma diye bağırmasıyla mideme tekme atılmış gibi hissederdim. Ben babamın istediği o şeyi başaramıyor ve babam veya babam gibi bazı insanların neden bu meseleyi o kadar önemseyip bana sürekli “Düzgün konuş” diye yöntemler göstermesini anlayamıyordum. Bu yaklaşım tarzlarından sonuç olarak şunu çıkardım ki, Benim konuşma şeklim yani kekeleyerek konuşmam yanlıştı. Yani kekeleyen ben ile onay görmüyordum.
İlk olarak anaokuluna gittiğim zaman, öğretmenim bana karşı “ Burada bu şekilde kekeleyerek konuşma” diye azarladı. Şimdi düşünün ki, hayatınızda çok etkili olan 2 karakter de size kekeleyerek konuşmanın yanlış olduğu mesajını veriyordu.
Negatif geri dönüşümler almamak için 6 yaşına kadar nasıl kekelemeden konuşurum hep bunun üzerine çalıştım. Ve bu çalışmalarım sonucunda kekelememek için geldiğim nokta hiç konuşamamaktı. Ve bu yüzden de hep sessiz oldum. Konuşmadığım zaman kekelemiyordum ! . Ve ebeveynlerim de bana bu konuyla ilgili olarak bağırıp çağırmıyorlardı.
Bir seferinde, sınıf ortamında konuştum ve kekeledim, ve sınıf arkadaşlarım benimle alay ettiler. Be bu beni kendimden utanmama sebep oldu ve bu duygularımı çok nadir kişiler hariç hiç kimseye anlatamadım. Yaş büyüdükçe kekemelik meselesini hiç kimseye anlatmadım. Kekemelik odadaki bir fildi ve herkesi rahatsız ediyordu.
Konuşma terapisine 3.sınıfta gittiğimi hatırlıyorum. Hatırladığım o terapinin benim için çok fazla iyi olmadığıydı. Konuşma terapisti benim için ne yapacağını bilmiyordu. Terapi kısa süreliydi. Sonra babam beni halk okulundan alarak katolik okuluna gönderdi. O okulda da terapi alma imkanım yoktu.
Ve bu sebeplerden ötürü kekemeliğimi nasıl örterim, onu öğrenmeye başladım. Tabi ek olarak daha az konuşarak kekeme değilmişim gibi akıcı konuşuyormuş rolü oynamaya başladım. Çıkaramadığım kelimelerle karşılaşınca kelime değiştirmeyi öğrendim. Bu da bende kocaman bir sözlük ve birçok kelimenin eş anlamlısını öğrenme yetisi kazandırdı. Kekemeliğimi gizlemek ve ondan kaçınmak için her şeyi yapıyordum. Çünkü kekelediğim benle birlikte ortaya çıkan başkalarının gülmesiyle oluşan aşağılanma duygusuna ve komik duruma düşmekten ötürü kekemeliğimle hiç yüzleşmedim. Bu benim için birinin önünde kekeleme riskinde daha iyiydi.
Ben yıllarca bu şekilde yaptım. Dışarıdan görünüşte ben kekeme bir değilmişim gibiydi. Fakat içeride, ben birçok şey hissediyordum ve kekemelik korkularına sahiptim. Kendimi utangaç, suçlu ve kızgın hissediyordum. Çoğunlukla da kendimi dışlanmış hissediyordum. Hiç kimse bende kekemelik olduğunu ve kekelememek için neler yaptığımı bilmiyordu. Bu öyle bir zihinsel düşünme egzersizleriydi ki her zaman potansiyel çıkma ihtimali olan kekemeliği sürekli gözleme ve onun engellenmesi için bir sürü değişik yollara girme durumuydu. Bu düşünce zorluklarıyla yaşamak o kadar yorucuydu ki bunlarla uğraşırken kendimi sahtekar ve samimi olmayan şeklinde hissediyordum. Artık bunları yapmak istemiyordum ve insanlarla kendimi doğru ve olduğum şekilde tanıtmanın zamanı gelmişti ve gerçek sesimi (kekeme olan halimi) onlara duyurdum.
Kekemeliğimden 35 yıl sonra 40 lı yaşlarımda, Bu çıkış yoluyla birlikte kendimi buldum. Kekemeliğimi açığa vurduktan sonra uzun süreli olan işimden kovuldum. Artık daha fazla kekemeliğimi gizleyemiyordum. Bunu gizlemek için girdiğim yollar bana ağır geliyordu. İşten kovulmak benim hayatımı sarstı fakat sonunda şu ana kadar yanlış kimlik arkasında saklanıyor olmanın ne kadar mutsuzluk getirdiği gerçeğiyle de yüzleşmemi sağladı.
Yetişkin olarak bir konuşma terapisine gittim ve kekemelik destekleme gruplarından birine katıldım. Yavaş yavaş, artık kendimi kekeme olan biri olarak kabul etmeye başladım ve yıllardır ilk defa kendimi ifade ederken açıktan kekemelik yaparak yapmaya başladım. Bu çok kaydadeğer bir şeydi. Bunu yapmakla ne dünya beni içine çekip yuttu ne de bir yıldırımla bana çarparak bana zarar verdi.
Bir de dikkate değer olarak bunun bana kazandırdığı şey, hemen gelen özgürlük hissiydi. Ben bu hisle sanki kendimi aydınlanmış ve serbest hissettim. Sanki dünyanın yükü üzerimden kalkmış gibiydi. İnsanlara kekemelik halimde içinde bulunduğum döngüleri anlatmaya başladım. Ve artık onu saklayamadığımdan bahsettim. Aslında birçok insan benim kekeme olduğumu biliyormuş. Ben yıllarca saklayabildiğimi zannettiğim kekemeliğimi aslında saklamakta çok da mükemmel değilmişim.
Kekemeliğimi gizlemekten, kekemeliğmi açığa vurmaya doğru olan değişimden sonra kendi hayat hikayemi insanlara anlatmaya başladım. İnsanlarla ilk olan gerçek ilişkilerimi geliştirdikten sonra, şu anda size anlattığım hikayemi onlara paylaşmaya başladım.
İş arkadaşlarım bana şu soruyu sordu, “ Eğer kekemeliğini değişik trciklerle gizleyebiliyorsan neden bunu tüm hayatın boyunca yapmadın” Bu soruyu dün sorulmuş gibi hatırlıyorum. Onlara dedim ki, “Kekeme değilmiş gibi rol yapmak artık benim için bir seçenek değildi. O zaman kendime karşı dürüst olmuyordum. Benim için önemli olan gerçek ben olabilmemdi. Ve ben o gerçek olan beni sevmeliydim. Ben değişik yollarla kekeleyebilirdim veya sesi kalıp kekemeliğimin ortaya çıkmasını önleyebilirdim. Ancak artık bu mümkün değildi.
Ben kekeme olan biriyim. Bazen sözlerim de kesintiler veya bloklar oluşur. Bazen bir kelimeyi veya bir heceyi birkaç defa veya daha fazla şekilde tekrarlayabilirim. Aslında bunun anlamı şudur, söylemek zorunda olduğum şey sadece tekrarlanan nitelikle olan şeydir. Bu kadar sadece.
Benim için açıktan kekemelik OK dir. Bu aslında iletişim kurmanın farklı bir yoludur. Bizim tüm seslerimizin işitilmeye ihtiyacı vardır.
40 yaşında kadar kekemeliğini gizlemiş bir insanın kısa hayat hikayesi. Ve kekemeliği gizlemekle oluşan sahte ruh durumu ve sonunda elde ettiği özgür ruh hali..
İngilizce orjinal makale linki http://themighty.com/2016/07/i-stopped-t...r-35-years
Pamela Mertz
NEDEN 35 YIL SONRA KEKEMELİĞİMİ GİZLEMEYİ BIRAKTIM
Kendimi bildim bileli kekemeyim. Kekemelikle ilgili ilk hatırladığım şeyler kekemeliğin kendisiyle ilgili değil, kekemeliğime karşı insanların tepkileridir. Babamın bana “ Bu şekilde (kekeleyerek) konuşma diye bağırmasıyla mideme tekme atılmış gibi hissederdim. Ben babamın istediği o şeyi başaramıyor ve babam veya babam gibi bazı insanların neden bu meseleyi o kadar önemseyip bana sürekli “Düzgün konuş” diye yöntemler göstermesini anlayamıyordum. Bu yaklaşım tarzlarından sonuç olarak şunu çıkardım ki, Benim konuşma şeklim yani kekeleyerek konuşmam yanlıştı. Yani kekeleyen ben ile onay görmüyordum.
İlk olarak anaokuluna gittiğim zaman, öğretmenim bana karşı “ Burada bu şekilde kekeleyerek konuşma” diye azarladı. Şimdi düşünün ki, hayatınızda çok etkili olan 2 karakter de size kekeleyerek konuşmanın yanlış olduğu mesajını veriyordu.
Negatif geri dönüşümler almamak için 6 yaşına kadar nasıl kekelemeden konuşurum hep bunun üzerine çalıştım. Ve bu çalışmalarım sonucunda kekelememek için geldiğim nokta hiç konuşamamaktı. Ve bu yüzden de hep sessiz oldum. Konuşmadığım zaman kekelemiyordum ! . Ve ebeveynlerim de bana bu konuyla ilgili olarak bağırıp çağırmıyorlardı.
Bir seferinde, sınıf ortamında konuştum ve kekeledim, ve sınıf arkadaşlarım benimle alay ettiler. Be bu beni kendimden utanmama sebep oldu ve bu duygularımı çok nadir kişiler hariç hiç kimseye anlatamadım. Yaş büyüdükçe kekemelik meselesini hiç kimseye anlatmadım. Kekemelik odadaki bir fildi ve herkesi rahatsız ediyordu.
Konuşma terapisine 3.sınıfta gittiğimi hatırlıyorum. Hatırladığım o terapinin benim için çok fazla iyi olmadığıydı. Konuşma terapisti benim için ne yapacağını bilmiyordu. Terapi kısa süreliydi. Sonra babam beni halk okulundan alarak katolik okuluna gönderdi. O okulda da terapi alma imkanım yoktu.
Ve bu sebeplerden ötürü kekemeliğimi nasıl örterim, onu öğrenmeye başladım. Tabi ek olarak daha az konuşarak kekeme değilmişim gibi akıcı konuşuyormuş rolü oynamaya başladım. Çıkaramadığım kelimelerle karşılaşınca kelime değiştirmeyi öğrendim. Bu da bende kocaman bir sözlük ve birçok kelimenin eş anlamlısını öğrenme yetisi kazandırdı. Kekemeliğimi gizlemek ve ondan kaçınmak için her şeyi yapıyordum. Çünkü kekelediğim benle birlikte ortaya çıkan başkalarının gülmesiyle oluşan aşağılanma duygusuna ve komik duruma düşmekten ötürü kekemeliğimle hiç yüzleşmedim. Bu benim için birinin önünde kekeleme riskinde daha iyiydi.
Ben yıllarca bu şekilde yaptım. Dışarıdan görünüşte ben kekeme bir değilmişim gibiydi. Fakat içeride, ben birçok şey hissediyordum ve kekemelik korkularına sahiptim. Kendimi utangaç, suçlu ve kızgın hissediyordum. Çoğunlukla da kendimi dışlanmış hissediyordum. Hiç kimse bende kekemelik olduğunu ve kekelememek için neler yaptığımı bilmiyordu. Bu öyle bir zihinsel düşünme egzersizleriydi ki her zaman potansiyel çıkma ihtimali olan kekemeliği sürekli gözleme ve onun engellenmesi için bir sürü değişik yollara girme durumuydu. Bu düşünce zorluklarıyla yaşamak o kadar yorucuydu ki bunlarla uğraşırken kendimi sahtekar ve samimi olmayan şeklinde hissediyordum. Artık bunları yapmak istemiyordum ve insanlarla kendimi doğru ve olduğum şekilde tanıtmanın zamanı gelmişti ve gerçek sesimi (kekeme olan halimi) onlara duyurdum.
Kekemeliğimden 35 yıl sonra 40 lı yaşlarımda, Bu çıkış yoluyla birlikte kendimi buldum. Kekemeliğimi açığa vurduktan sonra uzun süreli olan işimden kovuldum. Artık daha fazla kekemeliğimi gizleyemiyordum. Bunu gizlemek için girdiğim yollar bana ağır geliyordu. İşten kovulmak benim hayatımı sarstı fakat sonunda şu ana kadar yanlış kimlik arkasında saklanıyor olmanın ne kadar mutsuzluk getirdiği gerçeğiyle de yüzleşmemi sağladı.
Yetişkin olarak bir konuşma terapisine gittim ve kekemelik destekleme gruplarından birine katıldım. Yavaş yavaş, artık kendimi kekeme olan biri olarak kabul etmeye başladım ve yıllardır ilk defa kendimi ifade ederken açıktan kekemelik yaparak yapmaya başladım. Bu çok kaydadeğer bir şeydi. Bunu yapmakla ne dünya beni içine çekip yuttu ne de bir yıldırımla bana çarparak bana zarar verdi.
Bir de dikkate değer olarak bunun bana kazandırdığı şey, hemen gelen özgürlük hissiydi. Ben bu hisle sanki kendimi aydınlanmış ve serbest hissettim. Sanki dünyanın yükü üzerimden kalkmış gibiydi. İnsanlara kekemelik halimde içinde bulunduğum döngüleri anlatmaya başladım. Ve artık onu saklayamadığımdan bahsettim. Aslında birçok insan benim kekeme olduğumu biliyormuş. Ben yıllarca saklayabildiğimi zannettiğim kekemeliğimi aslında saklamakta çok da mükemmel değilmişim.
Kekemeliğimi gizlemekten, kekemeliğmi açığa vurmaya doğru olan değişimden sonra kendi hayat hikayemi insanlara anlatmaya başladım. İnsanlarla ilk olan gerçek ilişkilerimi geliştirdikten sonra, şu anda size anlattığım hikayemi onlara paylaşmaya başladım.
İş arkadaşlarım bana şu soruyu sordu, “ Eğer kekemeliğini değişik trciklerle gizleyebiliyorsan neden bunu tüm hayatın boyunca yapmadın” Bu soruyu dün sorulmuş gibi hatırlıyorum. Onlara dedim ki, “Kekeme değilmiş gibi rol yapmak artık benim için bir seçenek değildi. O zaman kendime karşı dürüst olmuyordum. Benim için önemli olan gerçek ben olabilmemdi. Ve ben o gerçek olan beni sevmeliydim. Ben değişik yollarla kekeleyebilirdim veya sesi kalıp kekemeliğimin ortaya çıkmasını önleyebilirdim. Ancak artık bu mümkün değildi.
Ben kekeme olan biriyim. Bazen sözlerim de kesintiler veya bloklar oluşur. Bazen bir kelimeyi veya bir heceyi birkaç defa veya daha fazla şekilde tekrarlayabilirim. Aslında bunun anlamı şudur, söylemek zorunda olduğum şey sadece tekrarlanan nitelikle olan şeydir. Bu kadar sadece.
Benim için açıktan kekemelik OK dir. Bu aslında iletişim kurmanın farklı bir yoludur. Bizim tüm seslerimizin işitilmeye ihtiyacı vardır.