Kekemelik Forum

Tam Versiyon: Türkiye'de bir annenin tecrübeleri
Şu anda tam olmayan bir versiyonun içeriğine bakıyorsunuz. Tam versiyon'a bakınız.
Merhaba arkadaşlar,
kendisi forumda yazamayan bir annenin kekemelik ve okul serüvenini aynen aktarıyorum.
İsimler değiştirilmiştir, kolaylık olsun diye adına HÜLYA, çocuğunun da adına KEMAL diyelim.
Hülya demiş ki:B.'ye taşındığımızda Kemal 1.sınıf 2.dönem öğrencisiydi.. İlk etapta Öğretmen tercih etme şansımız vardı..Tabi benim için oğlumun ne istediği daha önemliydi.. Kemal'e sordum, Erkek öğretmen mi..Bayan öğretmen mi..Oğlum hiç düşünmeden bayan Öğretmen dedi..Sebebini sorgulamadım ve kaydının buraya çıktığı sınıfı değiştirmedim..

Bizim şanssızlığımız Öğretmen de yeni tayin olmuştu.. Kendisi hakkında en ufak bir bilgi sahibi değildim.. Şans dedim,kader dedim tevekkül ettim.
Daha sonra veli toplantısı ve tanışma faslı... Öğretmen ile bire bir görüşme talebinde bulundum..Sebebi ise malum Kemal'in in durumu..Öğretmen ilk başta çok dikkatli dinledi.. Benim söylediğim konu ise Kemal'in kekeme olduğu.. Hocam Kemal kekemelik problemi yaşıyor.. Bunu sizinle paylaşmamın sebebi ona ayrıcalık tanımanız değil... sadece daha dikkatli bir dinleyici ve gözlemci olmanızdır dedim.. Lavobo ihtiyacı olur wc ye gitmek ister durumunu anlatana kadar zamnn geçer altına kaçırıp arkadaşlarının içinde mahçup olur utanır diye sizinle bu konuları paylaşma ihtiyacı hissettim.. Yanlış anlamayın sizin eğitmenliğinizi sorgulamak gibi bir niyetim olamaz diye de ekledim.

Ögretmen hn..nezaketli davrandı.. üzülmemem gerektiğini kendisinin kızının da kekemelik problemi yaşadığını.. Eskişehir de tedavi olup iyileştiğini söyledi... Böyle bir şeye sevinilir mi? Ben sevindim.. hatta öğretmene de söyledim.. Sevinmemin nedeni ise beni ve Kemal'i daha iyi anlar... yaşamış, sıkıntılarını hisseder ve ona göre muamele eder mutluluğuydu sadece.. İlköğretim 1.sınıf bitene kadar velilerimizden Öğretmen hakkında negatif bir şey duymadım.. ama zamanla hani çocuklar çok acımasız deriz ya.. bunları yaşamaya başladık..Bir gün okula giderken Kemal.. Anne ben artık okula gitmek istemiyorum diye bir cümle kurdu.. Neden gitmek istemediğini sorarken de kalbim güm güm çarpmaya başladı.. Kemal'den duyacaklarım beklediğim tepkilerdi aslında..

Daha sonra Kemal arkadaşlarının onunla dalga geçtiğini... peşine takılıp ke ke ke ke kemal diye alay ettiklerini söyledi.. O an...İşte o an yok mu... kalbimin ve ciğerimin cayır cayır yandığını hissettim.. Ama Kemal'e bunu belli etmemeliydim.. etmedim de....
Oğluma..arkadaşlarının bu davranışlarının normal olmadığını.. Aile terbiyesi almamış, Allah korkuları bulunmayan, insanlara saygı duymayı öğretilmemiş kötü fikirli çocukların yapabileceği bir davranış olduğunu anlattım.. Bu konuda sana nasıl yardımcı olabilirim..ve yaaa..birşey yapmamı istermisin dediğimde Öğretmenim ile konuşabilirmiyiz Anne dedi ve gülümsedi..

Hemen akabinde ilk fırsatta öğretmen hn ile görüştüm.. Çocukları uyaracağını söyledi.. kısa bir zmn sonra veli toplantısında Öğretmen güncel konuları bitirdi.. Birşeyler eklemek isteyen var mı diye sordu.. El kaldırıp müsade istedim.. Sınıfımızda Velilere hitaben.. Arkadaşlar biliyormusunuz benim çocuğum artık okula gelmek istemiyor.. sebebi ise sizin çocuklarınız dedim.. Cümleyi bu şekilde bitirmenin sebebi beni ve söyleyeceklerimi can kulağı ile dinlemelerini istememdi..

Tabi beklediğim soru hemen geldii.. Aaaa Neden... Bende, benim çocuğum bildiğiniz üzere kekeme ve çocuklarınız Kemal ile dalga geçiyormuş cevabını verdim.. Ve daha sonra ekledim.. Arkadaşlar bizlere yani Annelere öyle büyük görevler düşüyor kii.. fakat bazı Anneler durumun farkında değil.. Çocuklarımızı öyle iyi yetiştirmeliyiz ki.. ileride bizi utandırıp mahçup etmesinler.. çocuklarımıza arkadaşlık ve dostluğun kutsal olduğundan,hiç kimsenin dış görünüşü veya fiziksel özelliği ile dalga geçilmemesi gerektiğini.. gözlüklümü.. aksıyormu, şişman veya zayıf mı ve dahilinde konuşamıyor mu gibi konularda çocuklarla konuşulup alay edilecek, küçümsenecek bir konu olmadığını çocuklarına anlatıp telkin etmeleri konusunda uyardım.. Hepsi sağolsun.. Anlayış gösterdiler ve konu kısa sürede düzeldi..

Son anlattıklarına kadar herşey beklediğim şeylerdi.. fakat 2.sınıfın 1.döneminde Kemal'de bazı değişiklikler farketmeye başladım.. Çocuk istem dışı wc ye gitmiyor azda olsa çamaşırını ıslatıyor, pisletiyordu.. Bir süre derse, oyuna, çizgi filmlere dalıp altına kaçırdığını düşündüm.. Ve bu bir ay kadar devam etti.. Bizde bu arada eşim ile bir Dr'a götürmemiz konusunda konuşmaya başlamıştık.. Bir gün Kemal okulda iken bir arkadaşıma.. 'Falan teyze sizde annemin telefon numarası varsa arayabilir misiniz demiş.. Arkadaşım aradı ve Kemal'in benimle görüşmek istediğini söyledi.. Kemal ise altına kaçırdığını, okula çamaşır getirip üstümü değiştirmen gerek anne dedi.. Evim ile okulun arası 100 metre.. hemen hazırlanıp okula gittim.. Oğlum arkadaşımın yanında tedirgin ve mahçup bir halde beni bekliyordu.. Okulun wc sine gittik.. Kemal altına büyük abdestini yapmış.. hatta dışkı altında kuruyup kase şeklini almış.. okulda onu temizlemek imkansız olduğundan hemen evimize geldik yemek teneffüs zamanı diğer derse yetişebiliriz rahatlığı ile banyo yaptırdım,giydirdim ve bu sırada Kemal'e neden tuvalet ihtiyacı olduğunda Öğretmeninden izin almadın dedim.. Kerem ise izin aldığını ama Öğretmenin izin vermediğini teneffüste gidersin cevabını aldığını söyledi.. o kızgınlık ve öfkeyle okulun yolunu tuttuk..Derse 5 dk..geç kalmıştık.. Kapıyı çaldım ve açtım.. Öğretmen ders anlatıyordu ve elinin tersi ile çıkın işareti yaptı ve derste olduğunu söyledi.. Bende biliyorum hocam size birşey söylemek istiyorum dedim.. yanıma kadar geldi.. Kemal'in altına kaçırdığını eve götürüp banyo yaptırdığımı söyledim.. neden Kemal'i wc ye göndermediğini soruyorum ki şu cevabı aldım.

-Hülya hn Kemalin nesi var..
-Anlamadım hocam ne gibi..
-Bugün Kemali yazılı yaptırmak için Öğretmenler odasına aldım.. soru soruyorum.. Öyle bön bön, avanak avanak yüzüme bakıyor dedi..
Bende hocam siz ne diyorsunuz ne söylediğinizi farkındamısınız dediğimde..
Parmağı ile şakağını gösterip akabinde ampul işareti yapıp..
Senin çocuğunda gidiklik var mı gidiklik dedi..
Ve ben şok halinde acaba tüm bu olanlar gerçek mi.. ben şu an bunları yaşadım mı diye aklımdan geçirirken Öğretmen hn sınıfa girdi..o an ki öfke ve kızgınlığımı tarif edebilmem mümkün değil..
Ben hep sabrımla övünür dururum.. ya hep.. yine sakinleşmeyi bekleyip soluğu müdür yardımcısında aldım..
Levent demiş ki:Şimdi iş değişti....bu konuyu yazılı olarak ilgili makamlara acilen bildirmek gerekiyor....hiç çekinmeden kemale kızarmış demeden kızarsa zaten kendi mesleki sonunu hazırlar.... ilk mercii okul müdürlüğü... Valilik il Milli Eğitim Müdürlüğü... Bakanlık... maalesef çok önemli bir meslek olmasına rağmen.... üniversite sınav sistemlerine göre düşük puanla girilen yerler oldu... öğretmen yetiştiren okullar ....işte sonuçları bu... bari öğretmen olsaydın ....denilebilen bir duruma geriledi...çok yazık....
Aslında prosedür belli.. yapabilirdim.. ve hâlâ yapabilirim.. şimdilik beklememin nedeni ise yine Kemal..
Artık şikayet için kapı çalmak, ayak yormakta gerekmiyor üstelik.. Bir telefon kafii.. Ama inanırmısın abi..bir eğitimciyi, öğretmeni şikayet etmekten bile haya ediyor.. Utanıyorum.
İlk sebep Kemal elbette nedeni ise 4. sınıf oldu artık.. ve orta eğitimi etkileyecek olan sınavlar başladı.. harıl harıl sınavlara çalışıyoruz..Okul veya sınıf değiştirilebilir fakat dediğim gibi.. düzenini bozmak istemediğimden dolayı duruyorum..
Abi konuyu burada kapatmadım elbette.. okul müdürü o anda yerinde yoktu.. müdür yardımcısı ile görüştüm.. anlattım.. durum bundan ibaret ne yapmanız gerektiğini söylememe gerek yok.. Ne yaparsınız, nasıl bir çözüm bulursunuz, beni nasıl ikna edersiniz bilemem.. şayet benim yapacaklarım sizin ne yaptığınızda ilgili.. dedim ve odadan çıktım.
Levent demiş ki:Sen yinede anlat yorulmam...kaygılarında haklısın ....ortaöğretime geçecekse sabret ancak öğretmen de okulda burada bırakmayacağını bilsin.... insanın çocuğu gibi varmı.. .heleki zorlukları var.... insan dünyayı sallar...
Anlatırım elbette..Bu sayfada,grupta olan ebeveynlere gençlere örnek olsun.. Dünyayı sallamak ne demek, kündeye getirir sırtını alaşşağı ederim de.. dediğim gibi evlat..can tatlısı,bal tatlısı..

Devamı ise şöyle.. Müdür yardımcısı duyduklarına inanamadı.. inanmak istemedi belki de.. Çok net ve çok samimiydi.. Yinede ben makam koltuğu karşısına oturup sıkıntımdan bahsederken bile utanıyor, sıkılıyor ve her seferinde böyle can sıkıcı bir konuda konuştuğumuz için yerin dibine giriyordum.. Aslında utanması gereken ben ve oğlum değilken üstelik.. Sad Müdür Yardımcısı na dediğim Öğretmeni oğlum kendi tercih etti.. tamam saygı duyup onayladım.. Sevindim de üstelik.. Neden..? Öğretmenimiz 3 vasıf taşıyor.. KADIN.. ANNE.. VE ÖĞRETMEN.. Şimdi size soruyorum..Bu 3 vasfın hangisi yaşadığımız bu olaylarla bağdaşıyor..? Müdür bey bu sorularıma cevap vermekte güçlük çekerek cevaben... Merak etmeyin ben bu konuyla ilgili öğretmen hn la konuşup sizi bilgilendiririm demek oldu..

Aradan 3-4 gün geçti.. Müdür beyle okulun önünde göz göze geldik.. Göz göze geldik derken.. Benim gözlerim müdür beyin üzerindeydi zaten.. çağırdı oturup konuştuk.. Öğretmen ile konuştuğunu.. sıkıntılı bir zaman sürecinde olduğunu.. hani derler ya.. .insanın bir Eşref.. bir de E..... saati olduğunu..Siz kusuruna bakmayın dedi ve ekledi....

_Size çok açık ve net birşey söyleyeyim mi?
_Tabi dedim..
_Tamam ben Öğretmen hn ile konuştum fakat şunu söyleyeyim bu konuşma ve uyarının pek caydırıcı olduğunu düşünmüyorum dedi..
_Nasıl olur, nasıl böyle düşünürsünüz.? Siz bu okulun Amiri ve yöneticilerinden birisiniz dediğimde ise cevaben..
_Evet haklısınız Yöneticiyim, Eşim ve aynı zamanda bir Babayım... Sizi çok iyi anlıyorum diye de ekledi.._Yönetici olabilirim, uyarırım amaaa... Öğretmen sınıfa girip o kapıyı kapatıp nasıl bir eğitim veriyor, içeride neler oluyor ben bile bilemem.. Bu işi yapmak.. gönül vermek te bir başka..bu öğretmenlik mesleği sadece bilgi ile öğretmekle olmuyor.. Vicdanlı olmak ta gerekiyor dedi..

Bu kısa sohbetten sonra Vicdan ile ilgili konuda haklı olduğunu söyledim ve ilgisi ve samimiyetinden dolayı teşekkür ettim.. Ve ekledim(ALLAH BAĞIŞLARSA).. Benim bir evladım var.. Öğretmen, Doktor, Mühendis olmasın.. Aklı hür.. Vicdani hür, merhametli kısacası insani duyguları olan bir Evlat yetiştireceğim.. ne olursa olsun.. Evlat benim.. Ben 1977 doğumlu..1988 ilkokul mezunu bir ayakkabı kalfası şimdide ev hanımıyım.. Böyle okumuş cahil olacağına... tornacı olsun..berber olsun.. Ne olursa olsun ilkokul 5 e kadar okutulabilmiş bir Anne olarak bunları öğretip öğütleyeceğim dedim.. Müdür bey ağlamamak için kendini çok zorladı.
Levent demiş ki:Oğlun ne kadar şanslı senin...Hülya kardeşim....sen muhteşem bir annesin....İnarım ki...yılmadan çabalayanın...temiz yüreklinin ...bugün olmasa yarın...Allah yolunu açar....hatta seçenek bile bahşeder.....evladın için yaptıklarından....Allah razı olsun senden....Bunu küçük prens kekedaşım söylüyor bil...Onu nefesimde bile hissedebiliyorum....unuttuğum bir saniyem bile Yok o günlerden...İnşallah yıllar sonra....o da böyle birşeyler yapmaya çalışacak inşallah...
Amin Levent abi.. İNŞALLAH..
Levent demiş ki:Ben bana haksızlık yaptığını düşündüğüm üç öğretmenin adını ne kadar zorlasam da...hatırlamıyorum.....nasıl bir duyguyla silmişsem..... ama bu durumlarda insana azim veriyor....
Çok ama çok teşekkür ederim abi..Beni çok gururlandırdın.. Smile Evladım bana 5 buçuk yıl sonra gelen bir hediye.. RABBİMİN ikramı.. onun için elimden ne gelirse maddi veya manevi.. her zaman arkasındayım EVELALLAH.. RABBİM ne kadar ömür verir bilemem.. BEN HÜLYA B.. oğlumu layıkıyla ile yetiştirip büyüteceğime sizlere söz veriyorum..
Aylin demiş ki:Hülya abla ile birde yüzyüze sohbet edin öyle içten öyle nazik sıcak anne şefkatiyle konuşur ki anlatamam. Normalde kendini farklı hissetsende onu görüdüğünde yüzünde istemsizce gülümseme oluşur.
Herkese yardım etmeye çalışır. 2 yaşındaki bebekle bebek olur çocukla çocuk olur sizle konuşurken çok iyi bir dinleyici ve teselli edici ve süper br anne şefkati ile yaklaşır insana. Okula gidip geldiğimde hep etrafında birilerini görürdüm dinlerdi konuşurdu..... Ama sonra anladım ki etrafındaki insanlara ışık saçan güçlü bir kadın ve güçlü bir anne...
Yapma ya... Güçlü kadınlar hep yanlız ağlar kuzum.. Anlaşılan sabah kahvaltıda gözleri şiş, gudubet, kaknem bir kadın görmek istiyorsun sanırım.
Aylin demiş ki:Açıkçası böyle şeyler kimsenin yüzüne söyleyemeyen biriyim ama senin için düşündüklerim aslında daha fazla ama söyleyemediğim gibi toparlayıp yazamıyorum da. Ama emin ol ki Kemal ne kadar zor durumda olursa senin gibi bir annesi varken herşeyin üstesinden gelecektir.... Sen tertemiz bir çocuk yetiştiriyorsun diğerlerinin zorluk yaşamayıp merhametsiz çocuklar yetiştirmesine karşılık... İleri de o da senin gibi güçlü bir erkek olacak... Buna emin ol...
Ben varım ablacığım asla yalnız ağlama aslaa.... Her zaman buradayım yanında olmak istiyorum her zaman...
Sen bana değer ve bilgi katacak bir annesin...
Amin cnm benim..ALLAH RAZI OLSUN Smile İNŞALLAH bu çabalarım birgün bana oğlumu evvela insan yetiştirebilme gururunu ve sevincini de yaşatacak.. Big Grin Big Grin Big Grin
Oyyyyy kuzumm..Ablan kimseye kıyamaz ki.. Sad Yanlız ağlamak, güçlü olmak kadar ağır ve zor aslında..ama kimsenin üzülmesini istemediğimden yanlız ağlamayı yeğlerim..
Levent demiş ki:Nasıl geldiniz bu ağlamak konusuna...niye ağlanacak....sizlerde ağlatacak güç varken
Aylin hanımla bu yıl Kemalin öğrenim gördüğü okulda tanıştık abiciğim..Beni bu kadar kısa sürede tanıyıp çözmesine çok sevindim..yazdıklarını okuduğum da duygulandım ve ağladım..hepsi bu..
Arkadaşlar, bir ekleyeceğiniz varsa bu konuda özgürsünüz.
Benden aktarması...
Petra