Kekemelik Forum

Tam Versiyon: Kekemeliği gizlemekten nasıl vaz geçilir?
Şu anda tam olmayan bir versiyonun içeriğine bakıyorsunuz. Tam versiyon'a bakınız.
Merhaba arkadaşlar,
Oğuz Ağören isimli arkadaş şu soruyu sormuştu:
Alıntı: Arkadaslar birçok yazida okuduğum gibi kekeme olan insani rahatlatan ve konusmasini önemli derecede etkileyen sey kekemeliğini gizlememektir. Bence doğruluk payi fazla olan bir sonuctur bu. Ama ben dahil çogu kişi konusurken kekemeligini gizlemektedir. Bu durumu nasil değistirecegiz biz. Ne zaman kekemeligimizi gizlemekten vazgececegiz.
Oğuz Bey, bu konuda değişiklik yapmak öncelikle kararlılığınıza bağlıdır. Yani bunu istemeniz lazım. Ve tabii ki istemeden önce bunun doğruluğundan emin olmanız lazım. Bütün bu ön koşullar düşünsel olaylardır. Bu konuda size şu düşünceler yardımcı olabilir.

En kötü hal senaryosu

Siz kekemeliği gizlerken / gizlemeye çalışırken kendinizi kekeme olarak ele verdiğiniz zaman olabilecekleri hiç aklınızdan geçirdiniz mi? Bence kekemeliğe karşı duruşu değiştirmenin ilk adımı bir 'en kötü hal senaryosu' olmalı.

Senaryo 1:
  • Kendimi ifade etmek istiyorum ve takılıyorum...
  • Takıldığım zaman kekeme olduğumu fark edecekler...
  • Kekeme olduğumu fark ettikleri zaman benimle alay edecekler...
  • Benimle alay ettikleri zaman kendimi değersiz hissedeceğim...
  • Kendimi değersiz hissettiğim zaman saklanmak ve bir daha insanlar arasına karışmak istemeyeceğim...
Bu düşünce soyut bir düşüncedir. Gerçek payı bir yere kadar vardır muhakkak. Belki çocukluğunuzda, gençliğinizde yaşadığınız deneyimler dolayısıyla bu tür düşünceler aklınızdan geçiyor.

Ama çağdaş bir toplumda şu senaryo daha gerçekçi değil mi:
Senaryo 2:
  • Kendimi ifade etmek istiyorum ve takılıyorum...
  • Başımı dik tutup 'pardon, kekemeliğim tuttu' diyorum.
  • Başımı dik tutup 'pardon, kekemeliğim tuttu' dediğim zaman hiçbir şey olmuyor, karşımdaki kısa bir açıklamayla aydınlatılmış oluyor.
  • Karşımdaki insanın gözüne bakarak konuşmaya (ve çok daha az kekelemeye) devam ediyorum.
Burda altını çizdiğim başını dik tutmak, yani sizin kekemeliği açıkladığınız anki tutumunuz çok önemli.
Siz kekemeliğinizden dolayı belki hep utandırıldınız, o yüzden kekemeliğin utanç verici bir şey olduğunu düşünüyorsunuz, kendinizi ailenin yüz karası olarak algılıyorsunuz. Halbuki sizdeki bu algı yıllarca etrafınızda yanlış davranan insanlardan dolayı sizde oluşan bir algıdır. Hatta kekemelik eğitimindeki terapist dahi kekemeliği canavarlaştırarak sizin 'kötü bir konuşma alışkanlığınız' olduğunu söylemiş olabilir.
Bu konuda ayrıca bakınız: http://kekemelikforum.com/konu-kekemelik...rular.html

Bu algıyı hem kendinizde, hem etrafınızdaki insanlarda değiştirmek sizin elinizdedir. Sizin yüz ve beden ifadenizde suçluluk duygusu varsa kaybedersiniz! Kekelemek suç değildir, basbayağı bir bozukluktur. Ve aynı bu şekilde de savunmak gerekir.
Alıntı: Kardeşim, bak sen gözlük takıyorsun, ben de kekemeyim!
Hepsi bu.

Siz kekemelik kavramı yerine topal kelimesini düşünün. Kim kalkıp da topal adama 'düzgün yürüsene!' diyebilir ki? Kimsenin aklının ucundan bile geçmez. Neden? Topal ayağı çoğu zaman ilk bakışta belli oluyor. İnsanlar hazırlıklı oluyor. Topal olmayan biri bir gün topallaya topallaya işe gelirse arkadaşlar 'Ne oldu sana, ayağın mı sakatlandı?' demezler mi? Derler. Hiç utanmadan derler. Ama anadan doğma topala belki öyle bir şey demezler. İncinir filan diye.

Kekemelik dışarıdan görünmeyen bir şeydir. Bir kekeme ağzını açıp kekelediği zaman ister istemez muhatap olduğu insanda kısa bir şaşkınlık ifadesi görülebilir. Buna öz güvenli bir kekeme olarak hazırlıklı olmanız gerekir. Adam bunu beni incitmek için yapmıyor, bu doğal bir reaksiyonudur. Hatta karşımdaki insan anlayışlı, okumuş birisiyse açıkça tepki verdiğim zaman benden özür bile dileyebilir. Fakat bunu yapması için benim duruşum, davranışm önemli. Suç işlemişçesine boynumu bükersem benimle alay bile edebilir. Ama başımı dik tutup 'ben kekemeyim, ne var ki bunda?' diyorsam karşımdaki insanın reaksiyonu da ona göre olur.

Bizim Türkiyeli insanlar anlayışsızdır diyorsanız size Türkiyeli insanlarla yaşadığım bir hadiseyi anlatayım. İnsan Hakları Derneği temsilcileri Almanya'ya ziyarete gelmişlerdi. Özel bir kutlamaydı, tercüman olarak orada bulunmadım. Türkçe konuştuk ve er geç kekeleyeceğim belliydi. İlk kez takıldıktan sonra daha sesimi etmedim, ikinci takılmada müdahale ettiler, benim yerime kelimeyi tamamladılar. Onlara durumu izah etmek için dedim ki: 'Hem dil biliyorum, hem de kekemeyim. Bunu inkar edemem.' Bunun üzerine Türkiyeli misafir, 'bu durum seni daha da sempatik yapar' diye iltifatta bulundu.

Haydi bakalım, şimde de sıra sizde. Yine Almanca deyim aklıma geldi:
Alıntı: Ormanın içine ne biçim seslenirsen, o biçim yankı yapar.
Başı dik kekelemeye hazır olursanız ve gerekirse öz güvenli bir şekilde kekemeliğinizi dile getirirseniz karşınızdaki insandan olumsuz tepki de gelmez. Çok çok 'bunun çaresi yok mu?' gibi sorular gelir, o konuda da iyi eğitilmiş bir kekeme olarak 'çaresi yoktur, ayrıca maalesef umudumuzu hep boş boş vaatlerle kırıyorlar' diye cevap verebilirsiniz.
Bunu diyebilmek çözümün yarısıdır.
Size iyi günler
Petra