Kekemelik Forum

Merhaba arkadaşlar, yukarıdaki anketi geçen hafta facebook grubumuzda düzenledik ve gerçekten çok şaşırtıcı bir sonuç çıktı.
Bir terapiste olan beklentilerimiz sorulduğunda en fazla oy alan

Alıntı: Beni kekemelikten kurtarmalı

ifadesi olmuştur.
Halbuki en gerçek dışı beklenti de odur. Eğer insanların öyle bir beklentisi olursa zaten hiç kimse gittiği terapistten memnun kalamaz.
Her uzman terapist danışanına kesinlikle ilk başvuruda kendisini kekemelikten kurtaramayacağını ancak kekemeliğiyle barışmasını sağlayan ve konuşması için faydalı olan yöntemler gösterebileceğini söyler.

Seni kekemelikten kurtaracağım, %100 kesin çözüm gibi gerçek dışı ifadelerle reklam yapan yerler zaten sözünde duramayacak ve danışanın perişan halinden faydalanarak parasına göz dikmekten başka bir şey yapmaz.

İkinciliği kazanan

Alıntı: Bana kekemeliğimle nasıl iyi yaşayabileceğimi göstermeli

cümlesiydi.

Bu cümle gerçekçi bir hedef yansıtıyor ve bir terapistin yapabileceği en önemli şeylerden biridir.
Bu beklentiyle terapiste giden bir insan memnun da kalabilir ve verdiği paraya da üzülmez.

Üçüncü sırada 

Alıntı: Bana kekemeliğimi her yerde yönetebileceğim yöntemler göstermeli

Bu cümle bir arzuyu, bir dileği ifade ediyor ama samimi ve dürüst bir terapist bu konuda mevcut çekincelerini de dile getirebilmeli. Çünkü uzun yılların tecrübeleri gösteriyor ki en etkili modifikasyon veya kontrol yöntemi bile zaman zaman işlemeyebilir, zaman zaman kekemelik galip gelebilir. 
Önemli olan kekeme bireyin o anda ne hissettiğidir. Kendini başarısız mı görüyor? Kaderine mi küsüyor?
Yoksa 'bu durum kekemeliğin fıtratında var' deyip işi akışına mı bırakıyor ve gerekirse kekeleyerek mi cümlesini bitirebiliyor.
Hangi ruh haline gireceği önemli oranda kekemelik terapistinin doğru yönlendirmesi ve aydınlatmasına bağlıdır.

Alıntı: Gerçekçi hedefler belirlemeli ve beni doğru yönlendirmeli

ifadesi sadece 3 oy aldı.

Ben şahsen buna çok üzüldüm çünkü en başta gelmesi gereken ve en çok oy alması gereken ifade buydu. 
Her terapinin başında 'hedef belirleme' vardır.

Ve yukarıda da izah ettiğim gibi hedef belirlemek 'beni kekemelikten kurtarmalı' şeklinde olursa terapist ile danışan arasında samimi bir ilişki oluşamaz ve sonu kaçınılmaz olarak hüsran ve hayal kırıklığı olur.

Sorumlu bir terapist gerçekçi hedefler belirler ve danışanını doğru yönlendirir.
Yani danışanın beklentileri ulaşılır hedefler değil ise doğru bilgilendirir, örnekler gösterir ve danışan için en iyi sonuç ne olabilirse ona ulaştırmaya çalışır.

Zaten hedeflere bir kerede değil, aşama aşama ulaşılır ve terapi sürecinde düzenli olarak amaçlanan hedef ile elde edilen kazanımlar  karşılaştırılır ve gerekirse düzeltmeye gidilir.

Ama terapist sırf danışanın parasını alabilmek için 'seni kekemelikten kurtarırım' deyip ilk geri dönüşte 'bak sen dediğimi yapmadın, az çalıştın' deyip işin içinden sıyrılmaya çalışıyorsa bu hiç kimsenin yararına değil, bilakis özellikle kekeme bireyin zararınadır hatta kekemenin gururuyla oynamak anlamına gelir.
Uzman bir terapist kesinlikle öyle bir yaklaşım sergilemez!

Alıntı: Bana ne yanlış yaptığımı gösterip doğruyu göstermeli

Bu ifadede de sıkça dile getirilen bir algı yatıyor. Sanki kekemeler birşeyler yanlış yapıyor da o yüzden kekeliyor düşüncesi muhtemelen sadece normal konuşanlarda değil, birçok kekemede de mevcut. 
Kekemelerin böyle düşünmeleri iki nedenden olabilir

1. Dillerinde, dudaklarında, nefes ve seslerinde diğer insanlara göre bir fark göremiyor ve o yüzden yanlış bir şey yaptıkları için kekelediklerini düşünebiliyorlar
   
2. Çocukken çevrelerindeki büyükler tarafından sık sık eleştirildikleri için (yavaş konuş - önce düşün, sonra konuş - önce nefes al, sonra konuş gibi) bir şeyler yanlış yaptıklarını düşünüyor olabilirler.
   

Uzman bir terapist kekeme bir bireye 'şunu veya bunu yanlış yapıyorsun' demez.
İkincil davranışlarda gerçekten bireyi ve dinleyiciyi olumsuz etkileyebilecek şeyler ortaya çıkabilir. Ama bir terapist bunun kekemenin iradesi dışında çıktığını bilir, o yüzden kekemeyi 'bir şey yanlış yapıyorsun' diye yargılamaz.

İkincil davranışların hepsi (tikler de dahi) iyi bir terapiyle ortadan kaldırılabilir. 
Göz teması nasıl tutulur, gür bir sesle nasıl konuşulur, yumuşak bir giriş nasıl uygulanır ve istemli kekemelik nasıl yapılır gibi şeylerin hepsini uzman bir terapist gösterebilir ama kekeme bireyi konuşmasından dolayı ne eleştirir ne yargılar.

Alıntı: Bana evde çalışabileceğim egzersizler vermeli

Kekemelik maalesef ne sesli kitap okumayla ne de dil / dudak / nefes egzersizleriyle geçmez.
Bir terapist evde uygulanması için ödevler verirse bunların mantıklı olup olmadığını sorgulamalısınız.
Bir konuşma tekniğini çalışmak için sesli kitap okuyacaksanız bu yöntemi oturtmak ve otomatikleştirmek için faydalı olabilir.

Ama harf çalışması, tekerleme, dil dudak egzersizleri kekemeliği kontrol altına almak için yeterli değildir.
Kekemelikte en önemli çalışmalar sokak çalışmalarıdır, öğrenilen yöntemlerin hayatın içinde uygulanmasıdır.

Ev ödevi her gun on tane restoran, market, otel, uçak / otobüs şirketine telefon açıp fiyat sormak ise bunlar mantıklıdır.
Sokağa çıkıp yabancı insanlarla iletişim kurmak ise mantıklıdır.
Ama kendi kendine oturup da tekerleme veya kitap okumak evde çalışılabilecek mantıklı egzersizler değildir.

Saygılarımla
Petra