Kekemelik Forum

Tam Versiyon: ” Kekeme Bir Öğrencim Var ” Öğretmen El Kitabı
Şu anda tam olmayan bir versiyonun içeriğine bakıyorsunuz. Tam versiyon'a bakınız.
Kekemelik Nedir?

Kekemelik, konuşmanın akıcılığıyla ilgili bir iletişim bozukluğudur.
Ses, hece ve sözcüklerde uzatmalar, tekrarlar veya duraklamalarla
ortaya çıkan konuşmanın akıcılığının bozulduğu durum “kekemelik”
olarak adlandırılır. Artık, kişinin ne konuştuğundan çok nasıl
konuştuğu dikkat çekmeye başlar. Konuşan kişide dinleyenler gibi
durumu fark ettiğinde, konuşma güçlüğüne korku ve endişe de eşlik
eder. Bazı durumlarda yüz ve vücut hareketleri konuşma çabası ile
birlikte görülebilir.

Kekemeliğe neler yol açar?

Kekemeliğin nedenleri konusunda ileri sürülen görüşler oldukça
değişik ve çoktur. Ancak kekemeliğin tek bir nedene bağlı olmadığı
görüşü hakimdir. Kimi uzmanlar kekemeliği yapısal bir bozukluk olarak
ele alırken, kimi öğrenilmiş bir davranış, bir başkası da çevresel
nedenlerin kekemelikte önemli bir rol oynadığı görüşünü
savunmaktadır. Biz kekemeliğin nedenlerinden çok kekeme
öğrencinize yönelik yapabilecekleriniz konusunda önerilerde
bulunuyoruz.

Kekemelik genellikle hangi yaşlarda ortaya çıkar?


Kekemelik genellikle dil gelişiminin erken dönemlerinde ortaya
çıkar (2-6 yaş).

Kekemelik cinsiyete göre farklılık gösterir mi?

Kekemelik erkek çocuklarda, kız çocuklarda görüldüğünden daha
yaygın olarak görülür, şiddeti ve sürekliliği de kız çocuklara göre
fazladır.

Herkes zaman zaman kekeler mi?

Pek çok çocuk dil ve konuşma gelişimi süresince “normal” olarak
değerlendirilebilecek bir kekemelik yaşar. Okul öncesi pek çok
çocuğun kekemeliğin sınırlarından kekeme olmadan döndükleri
görülmüştür.2-6 yaş arasında çocuğun düşünme hızı sözcükleri
çıkarabilme hızından fazladır. Bu nedenle çocukta geçici bir kekemelik
görülebilir. Çocuk konuşurken duraklar, ses, hece ve kelime tekrarları
yapar, fakat kendisi bunun farkında değildir. Küçük çocukların dili
öğrenme süreçlerinde bu türden konuşma sorunları yaşamaları
doğaldır. Bu durum hemen kekemelik olarak etiketlenmemelidir.
Çocuğun çevresindekiler konuşmasını düzeltmesi için baskıda
bulunmazsa, çocuğun dikkati konuşması üzerine çekilmezse bu durum
kendiliğinden düzelir.

Çocuğun kekemeliği sınıfta tartışılmalı mı?

Evet... ancak öğrencinin ve ailesinin iznini almadan sınıfta
kekemeliğinden söz edilmesi doğru değildir.
Sınıfta “bireysel farklılıklara hoşgörüyle yaklaşma” konusunda
bir etkinlik düzenleyebilir, böylece öğrencilerin her birinin kendine
özgü güçlü ve güçsüz yanları olduğunu ve hiç kimsenin kusursuz
olmadığını fark etmelerini sağlayabilirsiniz. Bu tür etkinlikler
öğrencilerin özsaygısı üzerinde olumlu etkiler yaratmasının yanı sıra
akranlarının kabul düzeyini de arttıracaktır. Öğrencilerin kendilerini
daha özgür ifade etmesini sağlayacak, düş kırıklığı ve aşağılanma
duygularını yaşamalarını engelleyecektir.

Arkadaşları alay ettiğine neler yapmalıyız?

Tüm bu etkinliklerden sonra hala alay eden öğrencileriniz varsa bu
öğrencilerle bireysel olarak konuşabilirsiniz. Bu konuda rehber
öğretmeninizden de destek alabilirsiniz.

Diğer öğrencilerden farklı davranmalı mıyız?

Kekeme öğrencinizin sınıf arkadaşlarıyla aynı sorumlulukları
taşıması önemlidir. Diğer öğrencilerden beklediklerinizi bu çocuktan
da istemelisiniz.
Ancak sınıf sunuları ve sözlü açıklamalar kekeme öğrencilerin en
fazla korktukları etkinliklerdir. Bu yaşantılar onun için hayli güçtür;
olumsuz bir deneyim, utanmasına, özgüveninin sarsılmasına ve
sorumluluktan kaçmasına neden olabilir.
Unutmayın, öğrencinin konuşma sorumluluklarından kaçmasına
izin vermeniz yetersizlik duygularını pekiştirecektir.
Öğrenci sınıf önünde sunu yapma kaygısı taşıyorsa ve hatta
bundan korkuyorsa, onu kabul ettiğinizi gösteren bir konuşma yapın ve
onu cesaretlendirin. Öncelikle sunuyu evde, anne babasının daha sonra
yakın arkadaşlarının yapması yönünde destekleyin, hazır olduğunu
hissettiğinizde sınıf önünde kısa bir sunu yapmasına ortam yaratın.
Grup çalışması, koro gibi sınıf etkinliklerine katılmasını sağlayın, bu
tür etkinliklerle kendini ifade etmesine fırsat verin.
Gerçekten katılmak istemediğini anlarsanız ısrar etmeyin. Bu
durumla başa çıkmaya hazır olmayabilir.

Sınıf içinde söz alma sırası nasıl olmalı?

Kekeme öğrencinin sınıf içinde söz alma sırasının kendisine
gelmesini beklemesi sıkıntısını ve gerginliğini arttırabilir. Bunun
nedeni konuşma sırası kendine geldiğinde kekeleyeceğine ilişkin
beklentisidir. Bekleme süresi ne kadar artarsa, gerginliği ve sıkıntısı o
ölçüde artacaktır.
Öğrencilerin sırayla konuşmalarını gerektiren etkinliklerde
kekeme öğrencilere öncelik verilmelidir. Böylece gerginliklerin
artması önlenebilir. Ayrıca öğrencileri belli bir sıra izlemeden de söz
almalarını sağlayabilirsiniz Bu öğrencilere birden fazla seçeneğin
bulunduğu sorular sormalı, ayrıntılı ve zorlayıcı açıklamalar gerektiren
sorular sormaktan kaçınmalısınız. Yoklama alırken isimlerin sırasını
değiştirebilirsiniz.

Öneriler

Çocuk kekemeliğiyle ilgili olumlu ya da olumsuz duygular yaşıyor
olabilir; bu konuda konuşmak istiyorsa onunla konuşun.
Kekemeliğinin farkında olduğunuzu, onu kabul ettiğinizi hissettirin.
Çocuk sizinle konuşmaya istekli değilse ya da bazı kaygıları varsa,
konuşmaya zorlamamak en iyisi. Ancak onunla iletişime her zaman
hazır olduğunuzu belirtebilirsiniz.
Konuşurken çocuğa yeterince zaman tanıyın, aceleci ya da sabırsız
olduğunuz izlenimini asla vermeyin. Konunun aniden kesilmesi ya da
konuşmanın sık sık kesilmesi de aceleci davranıldığının bir
göstergesidir Bunlardan kaçının. Zaman sınırlamaları, akıcı
konuşmayı engeller.
Öğrenciniz konuşurken sorun yaşadığında cümleyi onun yerine
tamamlamayın, sözcük eklemeyin. Seçtiğiniz sözcükler kimi zaman
onun söylemek istediklerini karşılamayabilir, bu da sorunu daha da
arttırabilir.
Çocuktan “zor” olan sözcük yerine “kolay” olanını kullanmasını
istemeyin, bu sadece o sözcüklerle ilgili korkuyu arttırır.
“Yavaş ol” “rahatla”, “konuşmadan önce düşün” gibi önerilerden
uzak durun. Bu öneriler yapıcı öneriler değildir, öğrenciye
yardımcıda olmayacaktır.
Öğrenci kötü bir günündeyse, hasta, yorgun ve gerginse, onu
istemedikçe konuşmaya zorlamamalısınız. Daha iyi hissettiği
zamanlarda mümkün olduğunca konuşma fırsatı vermelisiniz.
Çocuğun nasıl söylediğinden çok ne söylediğine odaklanın ve onu
sözel etkinliklere katılım konusunda yüreklendirin.
Çocuğa nasıl bakıyor olduğunuz ya da ne yaptığınız en az ne
söylediğiniz kadar önemlidir. Hepimiz iletişim kurarken yüz
ifadelerini ve beden dilini dikkate alırız, çocuklar ise sözel olmayan
bu tarz iletişime karşı çok daha duyarlıdırlar. Bu nedenle
öğrencinizle iletişiminizde rahat bir beden dili kullanın, dudak ve
ağız hareketlerine bakmaksızın göz kontağını sürdürün.
Eğer öğrenciniz kekemelikle ilgili terapi ya da destek eğitimi
alıyorsa, aile ve uzmanlarla işbirliği yaparak sınıf içinde neler
yapabileceğinizi tartışarak belirleyin.

KAYNAK:” Kekeme Bir Öğrencim Var ” Öğretmen El Kitabı, Özel Eğitim Rehberlik
ve Danışmanlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Yayınları.